18 Eylül 2010 Cumartesi

i'm the hero of the story

Uykularimin Gece Hayati 1

Arzuladigim ve tadini bildigim bir tende cirpinip duruyorum. Zevkli bir kabus bu. Sonra birden ikiye, ikiden uce cikiyor tadina baktigim renkler. Sayisi surekli artiyor, ben de devam ediyorum gecenin renklerine, seslerin bicimsiz bir sekilde bosluktan salinip durmalarina eslik ediyorum. Saatler boyunce sevisiyorum butun sevgililerimle, butun arzuladigim bedenlerle. Eksik bir sey var. Tum cabalarima ragmen, icimdeki kocaman istegin aksine bir turlu bosalamiyorum. Ejakulasyonun gecikmesi ya da gercelesmemesi bir kabus malzemesi olabiliyormus bilincaltim icin, onu anliyorum.

---

Beynimin arzuladigi her seyi elde ettigi anda epic fail yasamasinin sebebi nedir? Ya da ruyami analiz edecek olsam sunu sormam lazim: Istedigim her seyi elde ettigim anda basarisiz hissetmem arasindaki baglanti nedir acaba? Buyuk ihtimalle toplumsal bilincaltimiza yerlesmis iki karsit onyargi bunun sebebi. Birincisi insanin aslinda her seyi elde edebilecek kapasiteye sahip bir yaratik oldugu ve kapitalist sistemimizde yeterince calismayla bunun basarilabilecegi inanci; ikincisi ise, insan ne yaparsa yapsin istedigi her seyi elde edemez dusuncesi, yani no one's got it all durumu. Ikisi de anlamsiz durtulenmeler, buradan bilincaltima sesleniyorum; sacmalama! Onun yerine benim 500 days of summer'da en cok duygulandigim sahnenin neden esas oglanin yataktan kalkip cizim yapmaya basladigi sahne oldugunu coz bi' ilk sen. Belki bu yardimci olur, cunku her ne olursa olsun bak ne diyor regina spektor: I'm the hero of the story, don't need to be saved.

1 yorum: