3 Eylül 2010 Cuma

2 von millionen von sternen


Iki hafta once.

+ (Calan muzigi kastederek) Hatirladin mi?
- (Zorlama bir sasirmayla) Neyi?
+ Yuh! Sarki sana kimi hatirlatiyor?
- Onu mu hatirlamam gerekiyor?
+ Nasil yani? Bu sarki onu hatirlatmiyor mu sana?
- Bilmem, hatirlatiyor herhalde.
+ Ozlemiyor musun hic?
- Hayir, ozlemiyorum.
+ Sen nasil bir insansin o zaman? Gerizekali misin? Aklini kullanamayan bir insan misin sen ki o kadar zaman farkina varamadin bu durumun?
- Oyleyimdir buyuk ihtimalle, aksini hicbir zaman iddia etmedim zaten.
-/+ Sesszilik.

Birkac gun once.

+ Hic ozlemiyor musun?
- Hayir.

Bugun.

- Ozluyorum evet. Ama buna ozlenmek fiili tam olarak uyar mi bilmiyorum cunku aklima gelen tekrar elde edebilecegim bir sey degil, kaybedilmis bir sey de degil. Kendiliginden yok olmus bir gecmis zaman hatirasi sadece. Insan bitirdigi bir seyi ozleyebilir mi? Ozledigin zaman aslinda arkada bitmemis kirintilarin kalmis oldugunu kabul etmiyor musun? Hayir, ben ozlemedim. Ama icimde sadece iyi ve guzel fotograflari aklimin penceresine yerlestiren gizli bir el var, o eli durduramiyorum, o el bi' sure istedigini yapacak beni umursamadan ne olursa olsun. Zamanla susacak ama, basladi bile yerine yeni fotograflar eklemeye. Ozlemiyorum hayir, sadece hatirliyorum, unutmak mumkun olmadigi surece de duracak yerinde bazi seyler, dursun zaten de. Insan ozlemeden de hatirlayabilir ama hicbir kelime o anlama gelemiyor.



Für einen kurzen Moment
Waren wir uns nah
Obwohl er mich nicht
Nur ich ihn sah


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder