7 Ağustos 2010 Cumartesi

you are my everything

ak sakalli bir ayyas artik yazilabilecek hicbir seyin kalmadigini, sadece yazma sekillerinin degistigini soyledi bana. kizdim, inanmadim ama oturduk okuduk tum romanlari ve kabul ettim dediklerini. peki yazilabilecek bir seyin olmamasi ne demek? yazilabilecek bir sey kalmamissa yasanabilecek bir sey de kalmamistir, sadece farkli yasama sekilleri var. ruhum aydinlandi. her sey ayni, herkes ayni, o ask da sonraki gelecek olanlar da, aldatmalar da, yalanlar da, dolanlar da, arada bir mutlu oldugun zamanlar da, iste bu sefer oldu sanirim diyebilecek kadar naiflestigin o masum dakikalar, gunesi gorunce perdeyi acman, kar topunu atma seklin ve hatta belki de caninin istedigi seyler, hicbiri yeni degil, sadece sekli semali farkli, hepsinin ozundeki anlam aslinda ayni, farksiz ve siradan. kara sakalli bir kes de yasamaktan yoruldugunu soylemisti bana, depresif bir vazgecis degil, aksine salt yorgunluk, uzansak soyle yorganin altina, usulca. everything means nothing to me. *



* bir arkadasim bekaretini bu sarki calarken kaybettigini soylemisti bana, bir tesaduf mu yoksa kozmik bir referans mi oldugu konusunda ikimiz de hala kararsisiz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder