25 Eylül 2009 Cuma

Otel Odalarinin Cekiciligi 2 ve Otel Odasi Fetisleri

Bazi sarkilar, filmler, kitaplar ve belki de resimler, fotograflar vardir ilk bakista insanda bir gulumsemeye sebep olacak kadar basit bir mutlulugu anlatir. Bu his belki bir saniyeden fazla suremez, pesinden bir huzursuzluk, bir rahatsizlik gelir. Insan mutluluklari anlatan filmlere agladiginda en cok aciyi hisseder, verir. Heyecanli bir ezgide gozleri dolarsa birinin, zaten aci veren bir sarkiya aglayan insandan daha cok insanin icini acitir bu sahsin durumu. Zitliklarin biraraya gelmesiyle aci katlanir belki de, aci ustune aci kondurdugunda olusan imge belki de mutlulugun uzerine ilistirilmis acidan daha acisizdir, daha huzun yoksunudur. Boyle 'seyler' bir nevi kisiligi olan 'seylerdir.' Tek boyutlu degil, aci ve mutlulugun birarada varolageldigini gostrenen ve bunu anlatmakla aslinda en buyuk imgeleme isaret eden 'seyler.'

Insan yapimi her sey bu ozellige sahip olabilme ihtimalini icinde tasir. Sadece sarkilar, filmler, kitaplar ya da resimler, fotograflar degil ayni zamanda sokaklar, sehirler, binalar da bu kategoriye girer hic caktirmadan. Binalardan, apartmanlarin kisiliklerinden, binanin ozelligine gore sekil alan sesinden haberi vardir her insanin bilinclerinin bir katmaninda. Oteller de bu kategorinin en eglenceli, en cok cesidi olan, karakter bollugu ile ihtimallar dunyasinin biraraya gelmis halleridir. Yeni dunya duzeninin olusturdugu tekduze, birbirinin ayni otellerin karakterleri cok sorunludur ama eskiden kalma, bir esi dahi varolmayan, belki de bir konaktan otele donusturulmus, yataklari, esyalari birbirinden farkli olan, her odasi aslinda farkli hikayeler anlatan otellerin karakterleri vardir, onlarin seslerini, size bir seyler soylemek istediklerini icine adim atar atmaz anlarsiniz.

Zebercet'in yasadigi, yonettigi, ilgilendigi, duzenledigi Anayurt Oteli de kendi kisiligine sahip bir oteldir. Oyle ki Zebercet'in sahip olamadigi, olmak icin belki de farkinda olmadan sancisini cektigi bilince otel sahiptir. Gecmisini, tarihini her odasinda saklayip, uzerine soyleyeceklerini ekleyip Zebercet'in aklinin odalarina donusur otel. Zebercet'in sahip olamadigi 'kisilik' otelin hikayesinde ortaya cikar, otelin odalarinda bir bir olusturulur ve bir ustanin kaleminden oteli olusturan odalar, esyalar ve odalarin ziyaretcileri ve gecmisleri Zebercet'in kisiligini olusturur. Zebercet varligini ve bilincini, bir nevi yasama gudusunu otele borcludur ancak bu duzen hic beklenmedik bir olayla degisir. Otel odalari birer karanlik zaman uykularinin mekanlari oldugu kadar ayni zamanda gunahin, yalnizligin, sucun ve arzunun bekcileri olurlar. Otel odalari cekiciliklerini ziyaretcilerine borclu oldugu kadar, itici ve bogucu gucunu de ayni ziyaretcilere borcludur. Iste bu karmasada dogan Zebercet'in niye, nasil yaptigini anlamadan havlularla sevismesi, uzerinde ruj lekesi olan bir cay bardagini opup oksamasi, o kadin'in kaldigi odayi kimseye kiralamamasi, Zebercet'le Otel'in beraber yapmak istedikleri eylemlere donusuyor.

Zebercet, modern dunyada yalnizligin artik bogucu ve oldurucu bir kisiliksizlesmeye goturdugu insanin kemiklesmis halidir ve o Otel de bu kemislesmenin buyumus ve devasa bir yapita donusmus heykelidir. Zebercet, yasadigi dunyayi anlamlandiramaz. Otel gibi gecmisi bugune baglayan degisimleri ya da farkliliklari deneyimleyememistir, otelin odalari kadar sansli degildir Zebercet. Bu garip dunya fazlasi varligi, Zebercet'i katil de yapar bir havluya tecavuz eden bir zanli da. Sonucta fiziksel olmayananin yoklugu kendini fiziksel olanda ortaya cikarir, bir umut ve mutluluk vadederek belki de.

Iste bu romanin sonu da bu yazinin basinda bahsi gecen bir karsitlikla biter ve okuyanin bogazina dugumler tikar. Zebercet hem olur, hem de belki de en zevkli ve guclu orgazmini yasar. Otelin odalari, bir odanin tavani yardim eder Zebercet'e. Duvarlar seslenir, otel soylemek istediklerini bitiremeden kapanacak olmanin acisini gicirdayan tabanlarinda belli eder. Zebercet ve Otel ayni anda sahneden ayrilirlar, ikisinin de fiziki varliklari orada salinadursa da artik, varliklari yokluga donusmustur. Bunu sonucunda Atilgan'a saygiyla methiyeler duzmekten baska bir sey yapilamaz.



Vangelis'in Blade Runner icin yaptigi One More Kiss, Dear adli sarkisi da hem gulumsetir hem acitir insani. Romanin son sahnesinde calmasini diledigim de bir sarkidir. Oylece, garip bir sekilde.

2 yorum:

  1. böyle her hafta bir tane olmak üzere önce okumadığım aylak adamla anayurt otelini, sonra kürk mantolu madonna ile tutunamayanları (bu bir ay alır tabii) okuyup, üstüne de kinyas ve kayra alıp hepsi bitince huzur içinde depresyona girmek istiyorum...

    YanıtlaSil
  2. dogru dedin canan, kurk mantolu madonna'yi okuyorum-dum en son ama cok depresiflestirdigi icin baska bir zamana biraktim, beklesin biraz yoksa ben bitecegim arada, tutunamayanlar'a ise deginmiyorum bile. kinyas ve kayra daha hafif kaliyor ama bunlarin yaninda, daha yuzeyde yuzuyor sanki ama o da sokmustu beni depresyona zamaninda, o yuzden, demem odur ki, ara vererek okumak akil sagligin icin daha iyi olabilir.

    YanıtlaSil