15 Temmuz 2010 Perşembe

gelen geçene sordum, ondan avare oldum

gecenin yarisini gecerken sokaga atardi kendini kucuk sehir sessizligi. beyaz gunesliklerin sakladigi binlerce oda, yaz gelince, gun uzayinca ne yapacagini sasiran cocuk gibi, uzayip gidiyor gunler, oyle hizlandi ki zamanin akisi, ne tahmin ne tahammul edebiliyor insan. buyursun, adam olacak diye beklerler, bir turlu cikip gelmez icinden o adam, hala yaz aksamlarinda ne yapacagini sasirir durur sehir ama hep de yapilacak bir sey, yetisilecek bir yer vardir. en guzeli de sicaktan bunaldigin gunun aksaminda hic caktirmadan uzerine coreklenen serinlik ve sehir kokulu ruzgardir belki de, kucuk seyler, cok kucuk seyler, cok kucuk dertler, kucucuk dermanlar, anadolu ezgilerinde surekli yinelenen bir serzenis vardir, anin getirdigi olanaklari yok sayan, butun olanaklari yadsiyan, oldurucu bir dert vardir bir yerlerden cikip gelen, ne bilim ne ilim kar eder, care bulunamaz, belki de iste bu mudahele sansi birakmayan masalsi dogu sancisi her seyi sarip sarmalar, bambaska bir sey yapar cikarir sicak sehir aksamini, nerde olursan, kim oldugunu dusunursen dusun, cunku daha kucukken, daha haberin yokken, icine tohumlari itinayla ve nazikce yerlestirilip, sonra da hic belirti gostermeden yeserip dallanan, budaklanan, suyu eksik edilmeyen tabiplerin bilmedigi bir dert vardir icinde, avare yapar seni.

http://fizy.com/s/1ai4gr

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder