29 Ocak 2010 Cuma

i feel so funny and i feel so sad

"i could stand some lovin
oh so bad"

Hayatta her seyden bir gun nefret edecek hale gelir mi insan, nefretini neyle besler, nereden alir bu gucu, yorulmaz mi? Hayatin her pisligine ragmen ne yasatir insani, ne hala burada durmani aciklayabilir, nerden gelir bunun motivasyonu? Artik inandigimiz hicbir sey kalmadi der zamanin sesi, artik bekledigimiz, umdugumuz, hayal ettigimiz seyler yok oldu der saatin tikirtilari. Oyle bir yerdeyiz ki diye dusunur sokakta gece yarisi otobus bekleyen adam, ruzgarin kibritini sondurmesine kizamaz. Oylesine bir haldeyiz ki diye yazar belki biri besinci katinda 20 katli binanin. 2o katli binanin besinci katinda yasayan pencereden bakinca gorur belki otobus duraginda bekleyen adami. Otobusu beklemekten ici daralir, soguktan cani sikilir, sigaradan cigerleri acir. O anin fotografini ceker, cerceveletir ama adam birazdan gelen otobuse biner gider. O iki insan ayni seyleri dusunduklerinin farlinda degillerdir, olamazlar. Bunu kesfetmeleri icin hangi matematiksel hesaplamaya danismak gerekir? Belki de akillarinin ucundan bile gecmez. Ne de olsa o katta oturan biri, o durakta bekleyen birileri hep olur. Belki de bu hem nefretin hem de dayanmanin, umudun temelidir. Bir seyler hep var olmaya devam edecek, aralarindan secip durdugumuz mutluluklari ince bir ipe dizip kolye yapacagiz sonra ama tabi ki bir gun her sey de bitecek herkes icin. O zamana kadar, devasa pencereleri ve perdesi olmayan bir odanin kenarina ilismis koltugumda, elimde cayim, kahvem ya da her neyimse, dudagimda sigaramla, disariya bakip muhasebe yaparken, odanin diger kosesinden gicirdayarak Nina'nin sesi gelsin, yavas yavas alistirsin garipliklerine vaktin akisinin, saatin yanisinin ve gecenin isiklarinin.




Tum zamanlar listemde, en yuksek siralardaki yerini hep koruyan bir sarki "I want a little sugar in my bowl". Birkac yil once the wire'da da karsilasinca ve dizideki bir sahneyle ozdeslesince artik unutulmaz bir yere kondu benim icin bu sarki.

* Nina, tanimadan ozluyorum seni.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder